AFAG
1987'den beri
1987’de ODTÜ SAT bünyesinde kuruldu.
Amaçları :
- Sucul ekosistemlerde araştırma yapmak ve doğal yapılarının sürekliliği için çalışmalar yapmak.
- Akdeniz foku’nun ve diğer bayrak türlerin biyolojisi, ekolojisi, davranısları ile ilgili bilimsel bilgi eksikliğini gidermek.
- Halkımızı, özellikle kıyı yörelerinde yaşayanları bilinçlendirmek ve onları koruma çalışmalarına dahil etmek.
- Sorumlu balıkçılık bilincini yerleştirmek, balıkçılığın Türkiye’de sürdürülebilir olarak uygulanmasını sağlamak için çalışmalar yapmak.
- Vizyonu ve misyonu doğrultusunda ilgili diğer kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapmak.
AFAG Vizyonu
Küresel düsünce ve yerel kosullar isiginda sürdürülebilir doga koruma.
AFAG Misyonu
Türkiye’nin tüm deniz, kiyi ve tatlisu ekosistemlerini, her türlü kanun, kural ve etige uygun olarak tüm tehditlerden arindirip, insan faktörünü de içine alacak sürdürülebilir korunmasini saglamak.
1. Arastirma Çalismalari
Kiyilarimizdaki Akdeniz foku yasam alani arastirmalari
Proje alanlarindaki izleme çalismalari
– Fok gözlemleri
– Fok magaralarinin kontrolleri
Tüm Türkiye kiyilarindan Akdeniz foku ile ilgili bilgi toplanmasi
2. Egitim ve Kamuoyu Bilinçlendirme Çalismalari
Yerel halka yönelik egitim çalismalari,okullarda egitim,okullar disinda egitim
3. Koruma Çalismalari
“Akdeniz Foku Koruma Alanlari” olusturulmasina yönelik çalismalarBelediye ve Kaymakamliklarla isbirligi içinde koruma ve kontrol çalismalari
Akdeniz Foku Arastirma Grubu (AFAG)
• 1987’de ODTÜ – Sualti Toplulugu bünyesinde kuruludu
• 1991’de Ulusal Fok Komitesi’nin kurulmasina önayak oldu
• 1993’de WWF destekli ilk büyük çapli projesi “Foça Pilot Projesi”ni yürütmeye basladi
• 1994’de Sualti Arastirmalari Dernegi çatisi altinda çalismalarina devam etti
• 1998’de “Foça Pilot Projesi” ile Henry Ford Avrupa Çevre Koruma Büyük ödülünü aldi
• 2000’den bu yana Ankara Koordinasyon Ofisi ve Foça, Karaburun ve Bozyazi’daki Alan Ofisleri’ndeki profesyonel personeli ile çalismalarina devam etmekletedir.
AFAG Projeleri
• Foça Pilot Projesi (WWF destekli) (1992-1998)
• Fok Bilgi Projesi (WWF ve Katalonya hükümeti destekli) (1998)
• Fok Gözlem Projesi (I, II, II ve IV. fazlar) (IV. Faz Tübitak destekli) (1997-…)
• Akdeniz Foku Evlat Edinme Projesi (1997-98 ve 2002-…)
• Biyo-Çesitlilik Sicak Alanlarin Korunmasi ve Yönetimi: Bir Akdeniz Agi Olusturulmasi (AB destekli) (2001-2003)
• Küçük Deniz Koruma Alanlarinin Ekolojik ve Sosyo-Ekonomik Önemi (UNDP GEF/SGP destekli) (2000-2002)
Dış Görünüşü (Morfolojisi)
Boyları 2-3 metre uzunluğunda olup ağırlıkları 200-300 kg arasındadır.
Erginlerin vücudunu 0.5 cm. kisa ve sert killar kaplar.Vücudun her iki yaninda ön yüzgeçleri (ön üyeler) ve arkada ise iki parça halinde arka yüzgeçleri (arka üyeler) yer alir.Su üstünde görüldügünde en belirgin özellikleri iri kafalari, uzun biyiklari ve kömür gibi siyah gözleridir.Ergin disi ile erkekler arasinda belirgin bir boy ve kilo farki yoktur ancak karakteristik renk ayrimlari mevcuttur.Karada yatarken vücudun iriligi ve tombul görünümü göze çarpar.
Erkek :
Siyaha yakin koyu kahverengindedir.Karin bölgesinde belirgin bir beyaz leke vardir.
Dişi :
Açik kahverengi veya gri tonlardadir.Karin altlari da boyundan kuyruga kadar sirta göre daha açik hatta beyaza yakin renktedir.Ayrica üstte bel bölgesinde çiftlesme sirasinda erkeklerin neden oldugu tirnak izleri bulunur.
Genç :
Yaklaşık iki aylıkken tüy değiştirmeye baslar. Bir-iki ay içinde uzun siyah kılların yerini kısa ve parlak gri kıllar alır.
Yavru :
Doğduğunda boyu yaklaşık 80-90 cm. ağırlığı yaklaşık 20 kg.dir. Karın bölgesinde biraz bir beyaz leke vardır.Tüm vücudu havlu gibi 1-1.5 cm. uzunluğunda parlak siyah kıllarla kaplıdır.
Beslenmesi ve Fizyolojisi
Etobur bir canlıdır,Besinini dalarak su altında yakaladığı balıklar, ahtapot ve ıstakoz gibi canlılar oluşturur. Akdeniz fokları memeli ve akciğerleri canlılardır. Akdeniz foku genelde 5-10 dakikalık dalışlar yapar ve nefes almak üzere tekrar yüzeye çıkar. Akdeniz foku diğer yüzgeç ayaklılara göre bir sığ su dalıcısı olarak tanınır.Bilinen en derin dalışları 100 m.’yi geçmez.
Davranis ve Üreme
Diger yüzgeçayaklilara göre daha az sosyal bir canlidir.Dogu Akdeniz bireyleri genelde tek tek dolasirlar ve nadiren birlikte görülürler.Davranislari hakkinda da tam bilgi mevcut degildir.Akdeniz foklarinin bazi dönemlerde bir araya geldigi ve sonra tekrar dagildiklari konusunda varsayimlar mevcuttur.
Ergin erkek bireyler genelde bir bölge belirler ve yaşantısını burada sürdürürler.Disiler erkege göre daha gezgin olmakla birlikte, yavrulama döneminde üreme magarasi ve civarini terk etmezler.Genç fok bireyleri ise yetisme dönemlerinde uzak bölgelere gidebilirler.Disi Akdeniz foklarinin çiftlesmek için uzun mesafeler katederek erkek foklarin yanina geldigi ve daha sonra erkegin bölgesinden ayrildigi tahmin edilmektedir.
Dogum, insanlarin ugramadigi (veya ulasamadigi) ve içinde hava olan bir kiyi magarasinin en ucunda, dalgalarin kolay ulasamayacagi bir çakil plaj veya kayalik platform üzerinde olur.
Anne, yavruyu yaklasik 4 ay boyunca kendi sütü ile magara içinde karada emzirir.Akdeniz foku, yavrusunu dogurmak ve büyütmek için mutlaka karaya (ve özellikle kiyi magaralarina) muhtaçtir.
Akdenız fokları, üzerinde yapılaşma olmayan,insanların kolay ulaşamadığı veya insan faaliyetlerinden uzak kalmış,üreme ve/veya barınmaları için kıyı mağara ve kovuklarına sahip,sessiz ve tenha kayalık sahillerde yaşarlar.Beslenmek için ıssız kayalık sahillerin dışına çıkar,kumluk, çakıllık kıyılar ve nehir ağızlarına da uğrayabilirler.Birincil yasam alanı; ıssız ve yapilasmamis kayalik kiyilardir.Dar yasam alanları içinde barınamazlar.Makul büyüklükte ve uygun kıyı alanlarının olması durumunda varlığını sürdürebilir ve güvenle yavrulayabilir.
Akdeniz fokunun bir insan ömrü süresi içinde dünyada yok olma sinirina gelmesi gerçekten trajik bir olaydir.Bu nadir türü yok eden nedenler ne yazik ki dogal degildir. Akdeniz fokunun tek düsmani insandir!..Birbirini tamamlayan 5 faktörün bilesimi sonucunda bu ender deniz canlisi, kiyilarimizla birlikte yok olmaktadir :
1.Yasam Alanlarinin (Kiyilarin) Isgali:
Foklarin yasam alanlari dogal yapisini koruyan sakin kiyilardir.Bu kiyilara açilan YOL ve insa edilen IKINCI KONUTLAR veya TURISTIK TESISLER, Akdeniz foklari tarafindan bu yörelerin terk edilmesine neden olmaktadir.Bu olumsuz faktör ayni zamanda binlerce yillik kültürel geçmise sahip Anadolu kiyilarindaki antik yapitlarin ve kültürel degerlerin, verimli tarim alanlarin TAHRIP EDILMESINE neden olmaktadir.Akdeniz foklarinin yasadiklari alanlar kamuya ait hazine arazilerinden olusur. Bu alanlar satildigi ya da kiraya verildigi taktirde, Akdeniz foklarinin tutunduklari son dallar da kesilmektedir .
2. Yasadisi ve Asiri Su Ürünleri Avciligi:
Denizlerimizde yillardir yapilan ve hala süregelen kanunsuz ve bilinçsiz suürünleri avciligi ( kanunsuz yöntemlerle yapilan trol,trata,gir-gir avciligi ve zaten yasak olan dinamitçilik ve tüplü/ iskli zipkincilik ) sonucunda denizlerdeki balik stoklari ciddi bir azalma gösterilmistir.Dolayisiyla kiyilarda avlanan hem fok (ve beslenme aginin en üstündeki benzeri canlilar) ve hem de küçük kiyi balikçisi çok zarar görmektedir; foklar besinsizlikten aç kalmakta,kiyı balikçisi ise geçim sikintisina düsmektedir.
3. Öldürülmeleri ve Aglara Takilarak Kaza Sonucu Ölümler:
Balik stoklarindaki azalmadan dolayi,ayni sularda avlanan fok ve küçük balikçi arasindaki rekabet.Aglarin Akdeniz foklarinin magaralarinin etrafina birakilmasindan dolayi yavru foklarin aglara takilmasi
4. Fok Magaralarina Turistik Dalislar:
Foklarin yasadiklari (yavruladiklari, dinlendikleri veya beslendikleri) mekanlar denizden girilen kiyi magaralaridirFok magaralari turizm baskisi altinda büyük darbe görmüs ve bir çok magara dalgiç turistlerin yol açtiklari rahatsizliktan dolayi foklar tarafindan kullanilamaz hale gelmistir.Kanunen yasak olmasina karsin bilerek veya bilmeyerek pekçok dalis firmasi özellikle Bodrum, Marmaris, Fethiye, Kas ve Alanya civarinda fok magaralarina turistik dalislar yaptirmakta ve bu konuda hiçbir uyari almamaktadir
5. Deniz ve Kiyilarin Kirlenmesi:
Denizlerin ve özelde fok yasam alanlarinin kirlenmesi sonucunda foklar bölgeyi daha az kullanmakta veya terk etmektedirlerDenizlerimizde yaygin olmayan bu sorun su ana kadar somut olarak birkaç yerde karsimiza çikmistir.Ancak, potansiyel bir tehdit olarak karsimizda durmaktadir.Ayrica az da olsa, Akdeniz foklarinda agir metal birikimi tesbit edilmistir.